
Mutlaka Organik Tüketmeniz Gereken 15 Besin
- Elma: Günde bir elma doktoru uzak tutar. Bu sözün söylenme nedeni, elmanın mükemmel bir lif kaynağı olmasıdır. Bununla birlikte, elma, taşıdığı pestisit bakımından listenin üst sıralarında yer almaktadır. Amerika’da Çevresel Çalışma Grubu tarafından 2015 yılında yayınlanan bir rapora göre, teste tâbi tutulan elmaların %99’unda en az bir pestisit kalıntısına rastlanmıştır.
- Süt Ürünleri: Bütçeniz kısıtlı olsa dahi süt, peynir ve yoğurt alırken organik olmasına dikkat edin. Süt ürünlerinin sertifikalı organik olması; inek, koyun veya keçinin herhangi bir büyüme hormonu ya da antibiyotik almadan, %100 organik beslendiğini gösterir.
- Kereviz: Kereviz, C vitamini ve B grubu vitaminleri yönünden oldukça zengin olan ve bol miktarda lif içeren bir besindir. Ancak kerevizin de 64’e yakın pestisit taşıdığı saptanmıştır. Eğer organik kereviz bulamıyorsanız kuşkonmazı tercih edebilirsiniz. Kuşkonmazı organik tüketmek zorunda da değilsiniz. Çünkü, kuşkonmaz en temiz besinler listesinde ilk sıralardadır.
- Çeri Domates: Salatanızın üstüne koyduğunuz çeri domateslerin mutlaka organik olmasına dikkat etmelisiniz. Çünkü, çeri domateslerin 69 farklı pestisit taşıdığı tespit edilmiştir. Ayrıca, çeri domatesler dış kabuğuyla birlikte tüketildikleri için çok iyi yıkanmaları gerekir.
- Mısır: Markette karşılaştığınız mısırların %90’ı genetiği değiştirilmiş mısırlardır. Bunun yanı sıra mısır, nişasta halinde veya yağ olarak da sıklıkla tüketilen bir besindir. Eğer genetiği değiştirilmiş ürünlerden kaçınmak istiyorsanız mısırı mutlaka organik tüketmelisiniz. Patlamış mısır için de bu durum geçerlidir. Öte yandan tatlı mısır genetiği değiştirilmiş besinlerden biri değildir; normal tüketilebilir.
- Salatalık: Salatalığın da 86 farklı pestisit kalıntısı taşıdığı tespit edilmiştir. Bu nedenle salatalık alırken de organik olmasına dikkat etmelisiniz. Eğer organik halde bulamıyorsanız salatalığı mutlaka kabuğunu soyarak tüketmeye dikkat etmelisiniz.
- Üzüm: Vitamin ve mineral içeriği bakımından oldukça zengin olan üzümde de en az 15 farklı türde pestisite rastlanmıştır. Severek yediğiniz üzümü mümkünse organik tüketin ve tüketmeden önce de mutlaka çok iyi yıkamaya dikkat edin.
- Yapraklı Sebzeler: Marul, lahana, karalahana gibi yeşillikler mümkünse organik tüketilmelidir. Çünkü pestisitlerin bu tür yapraklı sebzelerde tutunabileceği daha geniş bir yüzey vardır ve bu sebzeleri yıkamak güçtür.
- Et: Tükettiğiniz ette hormon, antibiyotik ve pestisit olma olasılığı gayet yüksektir. Çünkü; inekler, tavuklar ve hindiler çoğunlukla suni gübre kullanılarak yetiştirilirler. Vücudunuza eğer hormon, antibiyotik veya katkı maddeleri almak istemiyorsanız, et tüketirken de organik olanı tercih etmelisiniz.
- Şeftali ve Nektarin: Antioksidan özelliği yüksek ve lif bakımından zengin olan şeftali de maalesef en az 13 farklı türde pestisit taşımaktadır. Benzer şekilde, vitamin ve mineraller bakımından oldukça zengin olan, göz ve cilt sağlığının korunmasına yardımcı olan nektarin 33 farklı türde pestisit taşıyabilmektedir. Dolayısıyla bu meyveleri de organik tüketmeye dikkat etmelisiniz.
Bunların yanı sıra; ıspanağın, patatesin, çileğin, acı ve tatlı kırmızı biberin de organik tüketilmesi tavsiye edilmektedir.
Unutmayın! Sağlığınız önemlidir. Sağlığınız için faydalı besinler tüketmeye mümkün olduğunca dikkat etmeli ve sağlığınıza yönelik her türlü yatırımı yapmayı ihmal etmemelisiniz. En iyi tedaviye ulaşmanızı sağlayan ve size istediğiniz hastaneyi ve doktoru seçme özgürlüğü tanıyan özel sağlık sigortası sağlığınıza yapacağınız en önemli yatırımlardan biridir. Aynı şekilde, SGK’lı olarak özel hastanelerden sağlık hizmeti almanızı mümkün kılan tamamlayıcı sağlık sigortası da size yatarak veya ayakta tedavi imkanı sunar. Gerek özel sağlık sigortasına gerek tamamlayıcı sağlık sigortasına ilişkin aklınıza gelen her türlü sorunun cevabını Sigorta Cini’nden kolaylıkla alabilirsiniz.