
Kış Aylarında Su Tüketiminin Önemi
Su, fiziksel fonksiyonları destekleyen ve tüm yıl boyunca tazelik ve canlılık sağlayan önemli bir temel ihtiyaçtır. Susuz kalmak, vücutta cilt kuruluğundan böbrek fonksiyonlarının bozulmasına kadar çok sayıda sağlık sorununa neden olabilir. Çoğu insan, susuz kalmayı yaz günleriyle ya da sıcak havalarla ilişkilendirir. Ancak, dehidrasyon olarak tanımlanan susuzluk, sıcak havalarla sınırlı değildir. Soğuk havalarda vücudunuz susuz kalabilir. Vücut fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi, kış aylarında da düzenli su tüketimine bağlıdır.
Kışın Neden Daha Az Su İçilir?
Su kaybı ve soğuk havanın ilişkilendirilmemesi, kış aylarında sıvı tüketimine yaz mevsimi kadar dikkat edilmemesinin en önemli nedenlerinden biridir. Kış mevsiminde sıcaklıklar düşmeye başladığında, hava daha kuru olur. Kuru havada ter gibi vücut sıvıları, çok daha kolay bir şekilde buharlaşır. Terlemenin az olması, sıcak bir yaz gününe kıyasla hızlı sıvı kaybetmediğimiz algısına neden olur. Düşük sıcaklıklar, ayrıca, vücudun susuzluk tepkisini azaltır ve insanlarda genellikle daha az su içme eğilimine neden olur. Yaz aylarında su alımını düzenlemek kolaydır; çünkü susuzluk genellikle ısının bir yan etkisidir.
Fiziksel aktivitelerin tüm yıl devam ettiği düşünüldüğünde su tüketimi, kışın da en az yaz mevsimi kadar önemlidir. Su, vücudumuzun üçte ikisini oluşturur. Yemek yeme, nefes alma ve yürüme gibi günlük aktiviteler sırasında bu kaynağı kullanırız. Kış aylarında yüksek sıcaklıkların olmaması, ısı ile ilişkili susuzluk hissini bastırabilir. Ancak, dehidrasyon durumunda çeşitli semptomların görülmesi kaçınılmazdır.
Kış Aylarında Ne Kadar Su İçilmesi Gerekir?
Dışarısı sıcak olduğunda susuz kalmak kadar soğuk olduğunda da susuz kalmak normaldir. Bazı insanlar, soğuk havalarda daha az susarlar. Bu nedenle kış mevsiminde yaza kıyasla daha az su içerler. Ancak, daha az susamanız, daha iyi hidrasyon sağladığınız anlamına gelmez.
Vücut sıcaklıklarının düzenlenmesi, toksinlerin temizlenmesi ve sağlıklı bir metabolizmanın sürdürülmesi de dâhil olmak üzere vücut fonksiyonlarınızın çoğu için su gereklidir. Tüketilmesi gereken su miktarı, kişiden kişiye değişir. Günlük su alımına karar verirken aktivite düzeyi, kilo, cinsiyet ve yaş gibi faktörlerin hepsi göz önüne alınmalıdır. Günde ne kadar suya ihtiyacınız olduğunu etkileyen birçok faktör olmasına rağmen,19 yaş üstü erkekler ve kadınlar için önerilen günlük toplam su tüketimi, sırasıyla 3,7 ve 2,7 litredir.*
Dehidrasyon Nedir?
Vücudun düzgün çalışması için yeterli miktarda sıvı olmadığında vücutta dehidrasyon meydana gelir. Yetersiz sıvı alımı, aşırı fiziksel efor ve aşırı hava sıcaklığı, dehidrasyonun başlıca nedenleri arasında yer alır. Susuzluk hissi, iyi bir dehidrasyon göstergesi olmakla birlikte, dehidrasyonun, sağlık açısından geç bir göstergedir. Vücudunuz, dışarıdaki sıcaklıktan bağımsız olarak her gün solunum, terleme, idrar yapma ve diğer bedensel işlevler nedeniyle sıvı kaybeder. Sıcaklıktaki artış, doğal olarak su kaybetme oranını da etkiler. Bununla birlikte aktivite düzeyi, diyet ve sağlık durumu gibi diğer faktörlerle beraber düşünüldüğünde vücudun ne kadar sıvı kaybettiği değişiklik gösterebilir.
Soğuk havalarda daha az terleme meydana gelir. Bununla birlikte vücudumuz, soğuk havalarda da nem kaybetmeye devam eder. Ancak, terleme gibi net bir gösterge olmadığından, kış mevsiminde kaybedilen sıvıyı telafi etmek için su içilmesi gerektiği fark edilemeyebilir. Bu durum, dehidrasyon riskini beraberinde getirir.
Soğuk havalarda susuz kalmamak için püf noktaları:
- Soğuk havalarda susuz kalmamak, önemlidir. Sadece daha fazla su içmeyi hatırlamak, kışın susuz kalmanın önlenmesine yardımcı olabilir.
- Özellikle her türlü fiziksel aktiviteden sonra sıvı alımını desteklemek, susuzluğu önler.
- Ne zaman su içmeniz gerektiğini anlamak için susuzluk hissine güvenmemelisiniz. Her gün belli miktarda su içmek için bir rutin oluşturabilirsiniz.
- Sadece içme suyu ile değil; yediğiniz yiyeceklerden de su alabilirsiniz. Sebze ve meyve açısından zengin beslenmek, sadece sağlığınızı desteklemekle kalmaz; aynı zamanda vücudunuzun sıvı ihtiyacını gidermeye de yardımcı olur.
- Dışarısı soğukken su içmeyi zor buluyorsanız bitki çayı veya meyve çayı gibi sıcak içecekler içerek, sıvı dengenizi destekleyebilirsiniz.
- Her zaman yanınızda su bulundurmak, yıl boyunca vücudunuzun susuz kalmasını önleyebilir. Normalde yaz aylarında yanınızda su taşıyorsanız, kış boyunca da bu alışkanlığınıza devam edebilirsiniz.
- Susuz kalmaya neden olabilecek alkol ve kafeinli içeceklerden uzak durmalısınız.
Dehidrasyonun Sağlığa Etkileri Nelerdir?
Su kaybının belirtileri, genelde oldukça açıktır. Herhangi bir sağlık sorunu bulunmayan kişiler için koyu renkli idrar, baş dönmesi, yorgunluk ve kuru cilt, çoğu kez dehidrasyonun en önemli göstergeleridir. Hafif ila orta dereceli dehidrasyon daha fazla sıvı içerek önlenebilir; ancak, ciddi sonuçlara yol açabilen ciddi dehidrasyon durumunda acil tıbbi yardım gerekir.
Herkes susuz kalabilir; ancak, bu durum, özellikle küçük çocuklar ve yaşlılar için tehlikelidir. Küçük çocuklarda dehidrasyonun en yaygın nedeni, ağır ishal ve kusmadır. Yaşlılar, doğal olarak vücutlarında daha az miktarda suya sahiptir ve dehidrasyon riskini artıran ilaçlar kullanabilir. Bu, akciğerleri veya mesaneyi etkileyen enfeksiyonlar gibi hastalıkların bile yaşlı yetişkinlerde dehidrasyona neden olabileceği anlamına gelir. Susuzluk, her zaman vücudun su ihtiyacının güvenilir bir erken göstergesi değildir. Pek çok insan, özellikle yaşlı yetişkinler, su seviyesi önemli ölçüde düşüş gösterene kadar susuzluk hissetmezler.
Dehidrasyonun belirti ve semptomları da yaşa göre değişmekle birlikte genel belirtiler, aşağıdaki gibidir:
- Ağız ve dil kuruluğu
- Çocuklarda ağlarken gözyaşı olmaması,
- Sinirlilik
- Daha az sıklıkta idrara çıkma
- Koyu renkli idrar
- Yorgunluk
- Baş dönmesi
- Karışık zihin yapısı
- Ciltte kuruluk ve pul pul görünüm
Genellikle daha fazla sıvı içerek hafif ila orta derecedeki dehidrasyon tersine çevrilebilir; ancak, ciddi dehidrasyon, acil tıbbi tedavi gerektirir. Özel sağlık sigortası kapsamında, susuzluktan kaynaklanan sağlık harcamaları da teminat altına alınabilir.
Özel sağlık sigortası, poliçe sahibinin hastalanmasına veya poliçe sahibinin hastaneye yatmasına yol açan bir kazayla karşılaşması durumunda, tıbbi giderlerin teminat alındığı bir hayat sigortası poliçesi türüdür. Özel sağlık sigortasına sahip olmak, dehidrasyon gibi beklenmeyen sağlık sorunlarına karşı korunmanın, sağlık bakımı, hizmet seçimi ve doktor seçimi üzerinde daha fazla kontrol sağlamanın önemli ve uygun maliyetli bir yöntemidir.
Ailenizin ya da sizin ciddi bir hastalık geçmişiniz olmasa bile gelecekte belirli hizmetlere ya da uzmanlara ihtiyaç duymayacağınızdan emin olamazsınız. Genel sağlık sigortası ile karşılaştırıldığında, özel sağlık sigortası olan kişiler, gerektiğinde mevcut en iyi tıbbi tedavileri alabileceklerini bilmekle gelen gönül rahatlığına sahiptir.
Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Nedir?
Tamamlayıcı Sağlık Sigortası, Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde kısmen ya da hiç karşılanmayan hizmetlerden ek ücretler karşılığında yararlanılmasını sağlayan bir özel sağlık sigortasıdır. Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ile sosyal güvencesi bulunan kişilerin, özel sağlık kuruluşundan aldıkları hizmetler için nakde dayanan ek ödemeler yapmaması amaçlanır.
SGK anlaşması bulunan özel sağlık kuruluşlarında hizmet alındığında ve SGK tarafından karşılanan hizmet tutarını aşıldığında, aradaki fark sigorta tarafından ödenir. Örneğin, özel bir hastanenin 600 TL talep ettiği bir müdahale için SGK 300 TL ödemeyi karşılıyorsa, kalan 300 TL’lik fark, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası aracılığı ile ödenir. Bu sayede sigortalının ek bir ödeme yapması gerekmez.
En iyi sağlık hizmetleri için özel sağlık sigortasının avantajlarından yararlanın. İhtiyaçlarınıza en uygun sigorta poliçesi için Sigorta Cini her zaman yanınızda. Üstelik artık Sigorta Cini web sitesi üzerinden tamamlayıcı sağlık sigortası poliçenizi online olarak da satın alabilirsiniz. Hemen tıklayın, birkaç dakikada poliçeniz mail adresinize gelsin.